SEMA

SEMA

Uzun ince bu ıssız köprüde dökülen yapraklar, adımlarını hışırdatıyor. Yürürken, dans edercesine uzayan elleri, gideceği yolu gösteriyor.

Ayakları çıplak. Yapraklar kalabalık. Kendi yalnız. Salınıyor. Sol tarafta kurumuş kırmızı yapraklı uzun boylu meşe, sağ tarafta yeşil, biraz da ala çalan dallarıyla kucak açmış bekleyen söğüt ağacı. Göz kırpıyor Sema’ya.

Meşenin gövdesi eğik, dertler onu yıkmaya çalışıyor, söğüt ondan daha çıplak; ama dimdik. Yıkılmıyor. İncecik kollarını açmış, ayakta kalmaya çalışıyor.

Bir adım daha atıyor. Yerdeki nemli tahtalardan çatırtı sesleri geliyor. Tenine dokunuyor bu soğuk. Yine de üşümüyor. 

İncecik, beyaza çalan entarisiyle yol alıyor sonunun nereye varacağını bilmeden. Arkasında bıraktıklarını umursamadan. Umutlarından, ilk aşkından, kedisinden, annesinden, insanların anlayışsızlıklarından, erken gelen ölümden, korkularından kaçarak, tek başına. Yorgun düşlerin içinden sıyrılıp, uçsuz bucaksız köprüde yol almaya devam ediyor.

İlerisi daha kalabalık. Bir o kadar da tenha. Ağaçlar el ele vermiş. Sımsıkı. Yan yana, hiçbir boşluk bırakmadan. Yabancılar girmesin diye. 

-Oradasın biliyorum. Sana geliyorum. Yanına, toprağa, huzura, senin olmaya. Sonsuzluğa geliyorum, diye iç geçiriyor.

Yeşilde kaybolmak istiyor. Yürüyor, ellerini açıyor, salınıyor. Etrafına bakıyor. Ayağı üşümeye başlıyor. Güneş, gök yüzünü terk ediyor. Bulutlar art arda sıralanıyor. Fırtına çıkıyor. Savuruyor saçlarını yüzü kapanıyor. Beyaz entarisi havalanıyor. Sis her yeri kaplıyor. Göremiyor; yine de durmuyor; biraz daha ilerliyor. Takılıveriyor. Tahtanın ucu sıyrılmış, baş parmağını acıtıyor. Sağa sola hızla bakmaya başlıyor. Kimsenin olmadığını fark ediyor. O da ne! Parmağı kanıyor. Ayağının üstüne basamıyor. 

Dudaklarını buruşturuyor.

-Ağlamayacağım işte. Ben bu yolu bitireceğim; diye içine sesleniyor.

Yürümeye devam ediyor. Sekerek ilerliyor. Yalnızca parmağı kanıyor. Duygularından arınmış gibi. Kalbini hissetmiyor. 

Sema ürperiyor.

Meşe ağacının dalları aşağıya doğru eğiliyor, diğeri de kollarını yukarıya kaldırıyor.

Sema ilerledikçe ilerliyor, ileride, kardelen ağaçların içinde onlarla bir oluyor. Beyazlar içinde kayboluyor...

 

SEMA

HABERDAR OLUN

Etkinliklerimizden ve yeniliklerden haberdar olmak için e-posta adresinizi kaydedin